Dijital dönüşüm başlayacak

Tezcan SOLMAZ/DÜZCESONHABER

Dijital dönüşüm başlayacak
18.04.2019 - 18:52

 Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, 1. Uluslar Arası Turizmde Dijital Dönüşüm Kongresine katıldı. Başkan Özlü burada yaptığı açıklamada dijital ekonominin dünya çapında 100 Trilyon Dolar değere sahip olduğunu ve Türkiye’nin bu pazardan 1 Trilyon Dolar pay alma imkanının olduğunu belirtti.

 Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Valiliği ve Düzce Üniversitesinin katkılarıyla bu yıl ilk kez Topuk Yaylası Fenerbahçe Tesislerinde düzenlenen “1. Uluslar Arası Turizmde Dijital Dönüşüm Kongresi”ne katıldı. Turizm sektöründe dijitalleşmenin sağlanması konusunda alanında uzman isimlerin bilgiler aktardığı kongreye Düzce Valisi Dr. Zülkif Dağlı, Düzce üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, Düzce TSO Başkanı Tuncay Şahin ve sektör temsilcileri katıldı. Kongrede önemli açıklamalarda bulunan Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü bakanlık döneminden gelen tecrübesiyle aktardığı bilgilerle dikkat çekti.

“Dijital Dönüşümün En Önemli Bileşeni İnsandır”

Kongrenin konuları ile yakından ilgili olarak yaptığı açıklamada Türkiye’nin Dijital dönüşümde yalnızca kullanıcı değil, üretici de olması gerektiğini belirten Başkan Dr. Faruk Özlü “‘Dijital Dönüşüm’ün ilk başlangıcı 4. Sanayi Devrimine dayanıyor. Bunun hikayesi 2011’lere kadar uzanan bir süreçtir. Farklı ülkelerde farklı ifadelerle kıymet bulan bir kavram. Türkiye’de aslında bu konuda yapılan çalışmalar var. Aslında işin özü insan. Türkiye’nin bu bahsettiğimiz değerlere sahip olması için önce insanla başlamak gerekiyor. Yani dijitalleşmenin altı bileşeninden biri ve birincisi insan. İnsanla ilgili tabi önce eğitim alt yapımızı geliştirmemiz gerekiyor. Nitelikli bir iş gücü ortaya çıkarmamız gerekiyor. Dijital kullanıcılar yetiştirmemiz gerekiyor.

Tüm bu dijital dönüşümün sağlanması için öncelikle en az 100 teknik koleje ihtiyaç var. Yine dijital teknoloji eğitmenleri yetiştirmemiz gerekiyor. Yaklaşık 100 bin dijital teknoloji eğitimi almış meslek lisesi mezunu gerekiyor. Yine yaklaşık 5 bin doktoralı mezun gerekiyor. 30 bin doktora öğrenimi gören öğrenci sayısı gerekiyor. En az 50 tane dijitalleşme konusunda sürekli eğitim veren merkezler gerekiyor. 10 bin farkındalık programına katılmış sanayi işletmesi gerekiyor. Türkiye’ye yaklaşık 300 bin dijital yetkinlik kazandırılmış iş gücü gerekiyor. Türkiye’nin dijitalleşmesini turizmde, sanayide, eğitimde her alanda bu trendi yakalaması için önem vermemiz gereken tek şey eğitim ve insan gücüdür” ifadelerini kullandı.

“100 Trilyon Dolardan Payımıza Düşeni Almak İçin İmkanımız Var”

Başkan Özlü dünyadaki Dijital Ekonomi pazarından Türkiye’nin de yararlanması gerektiğine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Türkiye’nin teknoloji ve yenilik kapasitesini geliştirmesi gerekiyor. Önlenemeyecek bir dönüşüm var, dünyada yükselen bir trend var, bundan kaçış yok Türkiye’nin bu dönüşümün gerisinde kalmaması gerekiyor. Aslında dahası bu dijital dönüşümün bir pazarı var; Dijital Ekonomi. Dünyada önümüzdeki 10 yılda bu ekonominin sağlayacağı değer 100 Trilyon Dolar. Şayet dijital dönüşümün gerektirdiği eğitimli insan gücünü gerçekleştirirsek, bizim Türkiye olarak bu pazardan yaklaşık 1 Trilyon Dolar pay alma imkanımız, gücümüz var.

Dijital dönüşümde muhtelif ülkelerin mesela Almanya, ABD gibi gelişmiş ülkelerin programları var. Türkiye’nin programı 6 bileşenden oluşuyor. Bunlardan birincisi insan, ikincisi teknoloji, altyapı son derece önemli, yani alt yapıyı güçlendirmeden bunları yapmak mümkün değildir. Kullanıcılar, yönetişim, bunlar Türkiye’nin dijital dönüşümde yapması gereken işlerdir.”

“Düzcemiz Dijital Dönüşümde Örnek Teşkil Edebilir”

Düzce’nin bölgesinde taşıdığı öneme dikkat çeken Başkan Dr. Faruk Özlü, alt yapı ve donanım çalışmalarında Düzce’nin bölgesine ve Türkiye’ye örnek teşkil edebileceğini ifade ederek “Düzce “Akıllı Şehir”, “Smart City” diye adlandırıyoruz. Düzce gerçekten çok dinamik bir yapıya sahip, demografisiyle, insan gücüyle değişime ve dönüşüme açık bir şehir. Bütün bu uygulamaları Düzce’de gerçekleştirmek çok zor değil. 400 bine yakın bir nüfus, çok büyük bir şehir değil, o bakımdan biz bu çalışmaları Düzcemiz’de gerçekleştirebiliriz.

Benim özellikle ifade etmek istediğim; aslında dijital dönüşüm dendiğinde ilk akla gelen sanayidir. Ancak sanayide ortaya çıkan ürünler aslında piyasayı ilgilendiriyor. Otonom araçlar, otellerde kullanılan donanımlar bunlar hep insan hizmetine sunuluyor. Türkiye’nin veri gelişimi konusundaki alt yapısının dijital dönüşüm için vazgeçilmez bir önemi var. Birbiriyle konuşan makineleri gerçekleştirmek çok kolay değil, bu tabi altyapı ile ilgilidir. Burada KOBİ’lerin büyük önemi var. Bu dönüşümü büyük şirketler aslında sağlayabiliyor, rekabet etme durumları var. KOBİ’lerimizin bu konuda desteklenmesi gerekiyor. Neticede yaklaşık 100 Trilyon Dolar’dan bahsediyoruz, Türkiye’nin bu kazançtan 1 Trilyon Dolar pay alma imkanı var. Bunun için yaklaşık 300 bin nitelikli iş gücüne ihtiyaç var. Türkiye’nin bu konuda yaklaşık 1 Milyar Dolar yatırım yapması lazım. 10 Dijital Dönüşüm Merkezi  ve  50 Uygulamalı Araştırma Merkezi ki bu Üniversitemizi yakından ilgilendiriyor. Yine yenilik içeren 2 bin 500 projemizin olması gerekiyor” dedi.

“Tüketici Değil, Üretici Olmak Zorundayız”

Türkiye’nin dijital teknoloji üreticilerinin arasında yer alması gerektiğine vurgu yapan Başkan Özlü nitelikli iş gücü ve eğitim konusuna vurgu yaptı. Başkan Özlü “Türkiye’nin esasen kullanıcı olmaktan ziyade, dijital teknolojileri üretmesi gerekiyor. Yalnızca kullanıcı olmaktan kurtulmak gerekiyor. Dünyada birçok teknoloji üreten şirket var. Bunlar aslında bu dönüşümdeki kullanılacak ürünleri üretiyorlar. Kullanıcı tarafından ziyade üretici tarafında da olmamız gerekiyor. Vurgulamamız gereken önemli bir nokta da üretici olmamız gerekliliğidir. Özetle Türkiye’nin dijital dönüşümü için ilk dikkat etmesi gereken insan öğesidir. İnsanın eğitilmesi ve nitelikli insan gücü yetiştirilmesidir.  Aslında dünyada da baktığımızda herkesin önem verdiği ilk nokta eğitim. Almanya’da yapılan bir anket var. Üreticilere soruyorlar; dijital dönüşümün önündeki en büyük engel nedir? Almanlar buna nitelikli iş gücü, eğitimli insan gücü eksikliği şeklinde cevap veriyor. Yani Alman sanayicilerin bunu söylediği bir yerde Türkiye için çok daha önemli bir kavram ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.