Kalıcı Konutlarda Dursun (53) ve Esra Altıntaş (43) çifti kendilerini trafik kazası ya da başka nedenlerle sakat kalmış sokak hayvanlarına adadı. Altıntaş çifti evlerinin 3 bölümünü kedi ve köpeklerin kalması için ayırırken, özellikle ‘Ege’ ismini verdikleri ve belden aşağısı tutmayan köpeğe bakmaya başladı.

Kalıcı Konutlar Bölgesi’nde bulunan Esentepe Mahallesi’nde oturan Dursun Altıntaş ile Esra Altıntaş  21 yıllık evlilikleri boyunca bir çok sokak hayvanına baktılar ve sahiplendirdiler. Altıntaş çifti son 2 yıldır sokakta olan ve kaza, işkence yada başka sebeplerle sakat kalan kedi ve köpekleri sahiplenerek bakmaya başladılar. 3 katlı bir binanın bahçe katında oturan Altıntaş çifti 4 odalı evlerinin 1 odasını, kilerini ve balkonunu kedi ve köpeklerin kalabileceği şekilde dizayn ederek sakatlanmış sokak hayvanlarına ayırdılar. Evin 3 bölümünü özellikle kedilerin rahat girip çıkması için dizayn eden Altıntaş çiftinin en önem verdiği hayvan ise kaza sonrası belden aşağısı tutmayan, arka bacaklarına basamayan ve yürümesi mümkün olmayan Ege ismini verdikleri köpek oldu. Esra Altıntaş günde 3 kez Ege’nin yemeğini, suyunu verdiği gibi altını da bezleyerek adeta bir bebek gibi bakmaya başladı. Aynı zamanda Ege için tekerlekli sandalye alan çift sakatlanmış köpeği zaman zaman dışarı çıkararak gezdiriyorlar. Altıntaş çiftinin bulunduğu bölgede ayrıca dışarda kalabilecek durumda 3 sakat köpek ile 20’ye yakın yine değişik sebeplerle sakatlanmış kediler bulunuyor. Köpekler için evin yanında bulunan alana kulübeler yapan Altıntaş çifti diğer köpeklere buralarda bakıyorlar.

Bizim hiç cins köpeğimiz olmadı diyen Dursun Altıntaş, “Uzun yıllardır eşimle birlikte sokak hayvanlarına yönelik çalışmalarımız var. Özellikle kimsenin ilgilenmediği ve daha çok yardıma ihtiyacı olan sakat hayvanlarla ilgileniyoruz. Genelde cins köpeğimiz olmaz. Kedi ve köpeklerin ya yardıma muhtaç ya kazada veya başka şekilde yaralanmış köpekleri kedileri topluyoruz, tedavilerini sağlıyoruz. Aslında zor oluyor ama marifet biraz da bu. Çok cins bir kedi yada köpeğinizle oynamak keyifli tabi ama yardıma asıl ihtiyacı olan hayvanlar ne yazık ki bunlar. Daha önce müstakil bir evde oturuyorduk. Orası çok daha uygundu. Ama orada köpek ve kedi sayımız 50’nin üzerine çıkınca oradan çıkmak zorunda kaldık. Şimdi bir binanın alt katında oturuyoruz. Hayatını onlara göre şekillendiriyorsun. Bir odayı, bir kileri ve balkonu tamamen onlara ayırdık. Buralarda onların girip, çıkabilecekleri düzenekleri ayarladık. İstedikleri zaman dışardalar, istedikleri zaman evin içindeler. Bu şekilde soğuktan etkilenmiyorlar” dedi.

Ege isimli köpeğe adeta bebek gibi bakan Esra Altıntaş ise özellikle hayvanlara zarar verilmemesini isteyerek “Ege trafik kazası geçirmiş, belediyeye haber verilmiş ve belediye almış. Ancak o dönemde belediyenin bakacak yeri olmadığı için bizi aradılar. Biz Ege’yi aldık. Filmleri çekildi. Birkaç veterinere götürdük. Maalesef kalıcı hasarlar almış ve belden aşağısı tutmuyor. O yüzden bebek gibi bakılması gerekiyor. Aldık ve 14 aydır Ege’ye bakıyoruz. Kendi başına yürüme şansı maalesef yok. Yürütecimiz var. Hava güzel olduğu zaman dışarı çıkarıyoruz. Yürüteci tutarak ön patilerine basmasını sağlayarak yürütüyoruz. Altını bezliyoruz çünkü tuvaletini tutamıyor. Tutamadığı için sürekli altında temiz bez olması gerekiyor yatak yarası olmasın diye. Günde birkaç kez altını değiştiriyoruz. Kendi başına yiyemiyor. Her şeyi önüne getiriyoruz. Yemeğini yiyor 1 saat sonra suyunu içmesi gerekiyor. Arkasından tuvaletini yaptırıyoruz. Altını değiştiriyoruz. Günde 3 kez bunu tekrarlıyoruz. Belediye ekipleri maalesef hayvanı uyutacaklardı. Çünkü onların bakma şansı yoktu. Ben aldım ve ölene kadar bakacağım. Bu hayvanlara zarar verenler insanlar. Biraz duyarlı olsunlar. Vurulma vakası çok fazla yaşanıyor. Onlarında bir can taşıdığının farkına varsınlar. Canlarını yakmasınlar. Birde trafikte araç kullanırken onları çocuk gibi görüp zarar vermesinler. Yedirmesinler, içirmesinler ama sadece zarar vermesinler” dedi.