Şiddete Hastag İle Hayır

  • 8.03.2021 00:00

Gün geçmiyor ki TV’lerde şiddet haberi yayınlanmasın, bir bakıyorsunuz bir hayvana, bir bakıyorsunuz çocuğa, bir bakıyorsunuz kadına bir bakıyorsunuz adama…

Acaba eskiden de mi böyleydi yoksa günümüzde mi çoğaldı diye bir soru geliyor insanın aklına ama gerçek şu ki şiddet bir yerlerde hep vardı aslında, sadece eskiden insanlar daha duyarlıydı. Konu komşu birbirini tanıdığından rezil olmamak adına bu kadar açık olmazdı onun dışında ailelerin çınarları huzur evleri yerine aileleriyle yaşardı ve o evin dengesiydi.

Şimdiki gibi dizlerde internette şiddete kötü alışkanlıklara özendiren onları normalleştiren yayınlar yoktu. Hı bide ulaşılabilirlik sosyal medya bu kadar aktif değildi.

Buraya nerden geldim?

Bu sabah haber bakmak için telefonu elime aldım ki daha dün gördüğüm yakılan köpek yavrularının öfkesi içimdeyken annesi gözü önünde bayıltılıncaya kadar dayak yiyen bir çocuğun feryatları. Öyle bir öfke kapladı ki içimi ama herkes gibi sadece bunu yapan adama değil, bunu yardıma koşmak yerine kameraya alan insanlara da.

Aklım almıyordu o gözü dönmüş manyak o kadını o küçücük çocuğun gözleri önünde öldürebilirdi ama yardım etmek yerine bunu izleyip videoya çekiyorlardı. Bre Gafil madem yaklaşacak yüreğin yok uzaktan taş sopa bir şey fırlat da adamın dikkati dağılsın diye geçirdim aklımdan.

Sonra biraz düşününce aklıma Kadir Şeker olayı geldi hani şu iyi yetiştirilmiş, duyarlı, gelecekten umut etmemizi sağlayan gençlerden biri olan ve hayatı ziyan edilen Kadir Şeker… Tam 12 yıl 6 ay üstüne katil damgası…

Bu çocuk bende orada olsaydım yapacağımı yaptı ve şans eseri ben ya da bizim gibi düşünen biri yerine olay yerinde o vardı ve onun hayatı kaydı. Yardım ettiği kadın açıkça ifade değiştirdi ki belki o çocuk olmasaydı onu da kadın cinayeti diye ekranlarda izleyecektik, birkaç gün isimleri paylaşılacak hastaglar yapılacak sonra unutulacaktı ama o kurtuldu çünkü Kadir ordaydı. Tüm bunlar film şeridi gibi zihnimden geçti ve görüntüyü çekene olan öfkem yön değiştirip çocuğu yakan kadına, ve bu çocuğa bu kadar ağır bir ceza veren sisteme yöneldi.

Aslında 5237 sayılı TCK' nın 27/2 maddesi nde; “meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.” hükmü yer almaktadır. Neden bu madde göz önüne alınmadı? Dava dosyasını inceleyen insanların da elbet altını doldurdukları gerekçeleri vardır ama biz okuduğumuz bildiğimiz kadarıyla bu çocuğun tek suçu duyarlı olması ve yanlış zamanda yanlış yerde olması.

Eğer bilinmeyen bireyler varsa açıklansın ki sonumuz kadir şeker gibimi olur düşüncesi o anda bir mazluma yapılan zulüm karşısında insanları durdurmasın. Bu hayatta herkesin planları hayalleri var insanlıklarıyla gelecekleri arasında sıkışıp kalmasınlar.

 Yani ezcümle aslında kadir şeker olayı sadece basit bir dava değil insanların gelecekte vicdanlarıyla mı yoksa korkularıyla mı hareket edeceklerinin terazisi bu nedenle çok hassas ve burada atılan her adım ya bir mazlumun ahı ya da duası olarak geri dönecek. Ki ben eğitim dolaysıyla bir süredir Avrupa’da yaşayan biri olarak oraya ilk gittiğimde ve sonrasında gözlemledikçe ülkemle en gurur duyduğum şeylerden birisiydi çok duyarlı ve vicdanlı olmamız.

Bu bizi yenilmez yapan aslında. O yüzden insan hayatı hakkında karar alıcı hangi meslek  ya da herkim olursa olsun şunu bilsin ki o karar sadece kişiyi değil toplumu da etkiliyor. Yani yüzyıllardır tıp kitaplarına konu olan ruh hastalıkları zaten hep vardı ve var olacak önemli olan bunların karşısında yasaların ve toplumun tutumu.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.